Jurassic Park 3

Dinozorların kontrolden çıktığı serinin üçüncü filmi Jurassic Park 3’ün yönetmen koltuğu bu sefer Joe Johnston’a ait. Filmin senaryosu ise Peter Bucnhman, Alexander Payne ve Jim Taylor tarafından yazılmıştır.xa0 Genç Erik Kirby (Trevor Morgan), Kosta Rikanın batısındaki yemyeşil bir adanın yakınında annesinin erkek arkadaşı Ben Hildebrand (Mark Harelik) ile birlikte bir gemiye bağlanmış paraşütte havada süzülmektedir. Çekme teknesi bir sisin içinden geçer ve çekme halatı birkaç kez sarsılır. Sisten çıkan iki adam, ortadan kaybolmuştur, bu yüzden tekne kayalara çarpar. Deniz paraşütçüleri tekneden iplerini çıkarır ve ıssız adaya inişlerini kontrol etmeye çalışırlar. Film daha sonra küçük Charlie (Blake Michael Bryan), arka bahçesindeki kum havuzunda dinozorlarla oynadığı sahneye geçer. Paleontolog Dr. Alan Grant (Sam Neill), hangi dinozorların avcı olduğu konusunda onu düzeltmeye çalışır, bu yüzden annesi Dr.Elie Sattler (Laura Dern), henüz bunları bilmek için küçük bir yaşta olduğunu belirtmelidir. Kocası Mark Degler (Taylor Nichols) xa0onlara katılır ve birlikte akşam yemeği yerler. Mark,” Dinozor Adam Alan” lakaplı Alan çocukları kontrol ederken, yeni araştırma bulgularını eski kazı ortağı ve Jurassic Parka yaptığı talihsiz ziyaretten kurtulan arkadaşı Ellieye açıklar. Alan, son bulgularının, birincil araştırma konusu olan velociraptorın daha önce bulduklarından çok daha akıllı olduğunu ortaya çıkardığını söyler. Alan ayrılırken Ellie ona bir şeye ihtiyacı olursa aramasını söyler. Alan, son oditoryum konferansına çok az ilgi toplayabilmiştir, sonik yetenekler ve dolayısıyla raptorlar arasındaki olası iletişim üzerine konuşmalar yapmaktadır, fakat öğrencileri yalnızca Jurassic Parktaki veya San Diego Tyrannosaurus olayındaki deneyimlerini sormak istemektedir. Bir cevapta, hiçbir şeyin onu dinozor adalarına dönmeye ikna edemeyeceğini belirtir. Çölde hurdalık olarak kullanılan bir havaalanında, kiralık adam Cooper (John Diehl) ve M.B. Nash (Bruce A. Young) güçlü bir büyük kalibreli silahı test ederken, rezervasyon acentesi Bay Udesky, (Michael Jeter) Bay Kirbyye telefonla en iyi adamları tuttuğunu ve her şeyi halledileceğini söyler. Kazı alanına dönen Alan, asistanı Billy Brennana (Alessandro Nivola) paralarının tükendiğini söyler. Billy, ona bir raptor kafatasındaki sondaj boşluğundan yarattığı bir model gösterir ve içinden hava geçtiğinde ürkütücü bir ses ortaya çıkar. Onları akşam yemeğine davet eden Paul Kirby (William H. Macy) tarafından işleri yarıda kesilir. Billy, isteksiz Alan adına daveti kabul eder. Akşam yemeğinde maceracı Paul ve Amanda Kirby (TéaLeoni), Alandan, Jurassic Parkın "ikinci adası" olan Isla Sorna üzerindeki bir uçuşta rehber olmasını ister ve kazıya fon sağlamaya devam etmek için cömert bir bağışta bulunur. Küçük bir uçak suyun üzerinden Sorna Adasına doğru uçar. Billy, kamera ekipmanını ayarlar ve Alana kamera çantasının bir zamanlar bir keresinde hayatını nasıl kurtardığını açıklar. Alan uyuyakalır ve uyandığında uçakta insan kalmadığını görür ve konuşan bir velociraptor ile karşılaşır. Ses, Billynindir, Alanı bu kabustan uyandırmaya çalışmaktadır. Karaya inerken, Kirby ve mürettebat endişeli bir şekilde pencerelerden dışarı bakmaya başlamıştır, Alan masum bir şekilde paleontolojik manzaraları göstermeye çalışır. İnmek niyetinde olduklarını anlayınca Alan onları durdurmak için kokpite koşar ve adamlardan biri onu bayıltır. Uyandığında, çalıların arasında "Eric" adında biri için bağırmaktadırlar. Alan onlara bağırmanın kötü bir fikir olduğunu söyler ancak daha fazla bağırmaya neden olur ve yüksek sesle hırıltı duyulur. Billy bunun bir tyrannosaur olduğunu düşünür, ama Alan bunun daha büyük bir şey olduğunu söyler. Grup uçağa binmek için acele ederken Cooperın kayıp olduğunu fark ederler. Çalılıktan silah sesleri duyulur. Uçağı çalıştırırlar ve pistte ilerlemeye başladıkları sırada, yaralı Cooper aniden yollarında belirir ve durmaları için el sallayıp ağlamaya başlar. Pilot Nash duramayacağını bilmektedir ve aniden ağaçların arasından kocaman bir dinozor çıkıp Cooperı yutar, bir çarpışmadan kaçınmaya çalışırken uçağa kan sıçrar. Yakıt hatları koptuğunda, uçak ormanın içine düşer, sonunda bir ağaca çarpıp durmadan önce kanatlarını ve kuyruğunu kaybeder. Grup sinirlerini toparlarken, radyonun bozuk olduğunu fark ederler ve yardım istemek için Paulün uydu telefonunu kullanmaya çalışırlar, ancak iletişime geçemezler. Nash, telefonu güvenli bir şekilde yelek cebine yerleştirir. Birkaç dakika sonra uçağın önü, Nashi yakalayıp çığlık atan uzun bir dinozor tarafından parçalanır. Yere düşer ve dinozor onu yakalayıp yer. Canavar dikkatini uçağa döndürürken, herkes arkaya koşar ve enkazın dengesini bozarak yere düşmesine neden olur. Dinozor gövdeyi defalarca yuvarlayarak yolcuları sarsar ve sonunda yanda bir delik açar. Burnunu içeri sokarken kaçarlar ve beslenen bir tyrannosaurusrex ile karşılaşırlar. Alan herkese sabit durmasını emreder ama hepsi kaçar. İki dev dinozor buluşur, ardından insanlar tekrar kaçarken onunla düello yapar. Savaş sırasında, daha büyük dinozor, tyrannosaurun boynunu kırar. Alan, olay yerinden zar zor canlı kurtulur. Zaten gelmek istemediği bu adadan şimdi de gidememektedir…